Parcalarini bizim sekillendirip, renklendirdigimiz bir puzzle?!
Hayatimizi bir puzzle sayarsak; icimizdeki boslugu doldurmadan, sadece sekli o alana uydugu icin yerlestirdigimiz parcalarla, cizdigimiz resmi tamamlamaya calismanin, kime ne faydasi olabilir?
Herkes; kendine gore renklendirdigi bir gorselin parcalarini birlestirerek kuruyor, hayatini. Bir yandan eksikleri tamamlarken, diger yandan yeni eksikler uretiyor gelisime degisime ayak uydurabilmek adina… Zaman zaman eskiyen parcalarini puzzlein bu degisim sureciyle yeniliyor, bazen eski ama emektar olanla devam etmek konforunu birakmak istemiyor. Tum bu surecler icerisinde gunumuzun cogunu gecirdigimiz ofis, santiye, hastane (meslegimize bagli degiskenlik gosterebilen mekanlar) yani is ortaminda harcadigimiz zaman dilimi puzzlein en fazla parcasinin oldugu alan oluyor. Neden mi? Sabah uyandigimizda; ise gitmek icin hazirlanma sureciyle puzzleimizin bir kac parcasini kullaniyoruz, sonrasinda calistigimiz yere ulasim surecimiz basliyor (uzakliga gore degisebilir olmakla birlikte Istanbul’ da ortalama gidis- gelis suresini 2 saat aliyorum – bunun altinda olanlar sansli grupta oluyorlar) bu da birkac parca daha aldi mi puzzledan, is yerinde gecirdigimiz sure bunu da yaklasik 8 saat alirsak yine hatiri sayilir miktarda parcalar bloke oldu, sonrasinda evde gecirilen olu aksamlar, zaten aksamin (iyi ihtimalle) 8’i olmus bu saatten sonra ne yaparim kafasi sonra da dus alip tumba yatak! Puzzle da eksik kalan alanlar bayagi sinirli oldugunu ve bu alanlari dolduracak aksiyon veya kisilerin seciminde oldukca kiymetli bir elemeden gecirmek zorunlulugu oluyor insanda.
Hayatina deger veren vaktini kiymetli bilen, kendini gelistirmeye duskun olanlar, her bos vakitlerini; kurslar, dersler ve sosyal sorumluluk projeleriyle gecirirken, bunun aksine hayatini oylesine yasayanlarin varligi ve cogunlugu da yadsinamaz bir gercek. Tabiî ki hic kimseyi gucendirmek niyetinde degilim herkes istedigi sekilde yasamali hayatini cunku sadece 1 hayatimiz var !!! Zira dikkat etmekle yukumlu oldugumuz bir kac ufak nokta var; hayatina girdigimiz insanlarin kisisel durumlarinin ilk grupta mi yoksa ikinci grupta mi olduguna bakmaliyiz. Ona gore secimlerimizi iyi degerlendirip, bizi ve karsimizdakini yipratmayacak sekilde yonlendirmeliyiz. Su sonbaharin kisa yaklastigi gunlerde yagmur yagarken topragin ve denizin kokusunu duyan, yesilin huzurunu hisseden bir kisi iseniz herhangi biri ile olmaniz mumkun degil… Herhangi biri sizi anlamayacak; bu yagmurda deli misin yuruyoruz binelim biseye gidecelim diyecek, gokkusaginin altindan gecerken dilek tutmanizi cocukca bulacak, her firsatta yaptiginiz herseyle dalga gecip sizi kiracaktir bilmeden…Iliskiler zitlarin cekimi, aynilarin butunlugu falan gibi zirvalara giremeyecegim tabiî ki sadece anlamak ve anlayisli olmak durumu onemli ortak paydada birlesebilmek adina. Lafi uzatmadan tavsiyemle noktalayayim yine yazimi; ‘’sevmek her zaman yeterli olmuyor, tabii ki sevgi cok onemli ama yeterli degil maalesef! Secimlerinizi guzel yapabilmeniz kendi degerinizi bilmeniz dilegimle!’’…
Sevgiler,
Sevgiler,
Sinem
Yorumlar
Yorum Gönder