Folie a deux...
Hiç yaşamadığım deneyimlemediğim bir kasırganın ortasına…
Dana önce hiç hissetmediğim ve çok inandığım duygularım için.
Sebebi nedir diye düşündüğümde her kapı sana çıkıyor.
Sen benim hem mutluluğum, hem de hüznüm olabilir misin?
Bu sana haksızlık değil mi? Bana haksızlık değil mi? Bize haksızlık değil mi?
Ben senin içindekine aşıktım sana aşıktım sebepsiz… senin haberin bile yokken.
Uzaktan usul usul, kendi kendime yaşıyordum aşkımı platonik…
Şimdi sebebini anlıyorum… sen gerçekten benim için yaratılmışsın ve ben bunu anlamışım.
Ben sana aitmişim ve ait olduğum insanı beklemişim sabırla bu zamana kadar.
Sen benden vazgeçmeden ben senden geçemeyeceğim belli oldu…
Ya bu sancılısürecin sonunda tam herşeye başlarken vazgeçersen benden…
Ben nasıl dayanırım gidişine?
Şu an düşünmüyorum, hayal bile edemiyorum, hayal etmek de istemiyorum.
Şu an sadece seni yaşamak istiyorum. Onu bile yapamıyorum aslına bakarsan…
Ben ne yapacağım, nasıl duracağım bu fırtınada ayakta?
Herkes 100% eminken sonuçtan ben neden ikna olamıyorum hala?
Ve bile bile, delicesine sarılmak istiyorum sana? Herkese herşeye rağmen.
Tüm engelleri hiçe sayıp kucağına oturmak deli gibi öpmek seni…
Sanki sonsuza kadar orada kalacakmışım gibi.
Sence bu delilik mi? Bence delilik… Hem de iki kişilik delilik.
freud'a göre, birbirlerini narsist kişiliklerinin nesnesi yapan iki kişinin "büyük aşkı".
erich fromm durumuşöyle açıklıyor: bir kadına aşık olan erkek kadını kendi narsizminin nesnesi yapar; bu yüzden erkeğin bir parçası olan kadın olağan üstü bir güçle arzulanan bir varlık olur. kadın da erkek karşısında aynı tutumu izleyebilir. böylece sevgi değil de bir tür folie a deux ortaya çıkar. her iki kişi de narsizmlerinden kurtulmuş değillerdir. (başkaları şöyle dursun) birbirlerine karşı bile gerçek, derin bir ilgi duyamazlar, alıngan ve kuşkuludurlar, büyük bir ihtimalle ikisi de kendilerine taze, narsist doyumlar sağlayacak yeni kişilere gereksinme duyacaklardır.
Yorumlar
Yorum Gönder